18 Nisan Günü BURA dernek merkezinde mezun ve öğrenci arkadaşlarımıza yönelik bir konuşma yapan Gazeteci Nuray Mert, Türkiye’de Ortadoğu konusunda çok büyük bir bilgi açığı bulunduğunu söyleyerek başladı sohbetine. Ünlü 1 Mart tezkeresinden sonra ilgilenmeye başladığı Ortadoğu konusunda artık bir uzman muamelesi görmeye başlamasını bunun en açık delili olarak saunan Mert, Batıyı daha fazla bildiğimizi söyledi.

Kendisinin de kurucuları arasında olduğu Doğu konferansı sayesinde Suriye, İran, Filistin, Mısır, Ürdün gibi ülkelere gittiğini ifade eden Nuray Mert yapmaya çalıştıkları şeyin sürekli Batı üzerinden algılanan, yorumlanan ve okunan Ortadoğu’yu dolaysız bir biçimde anlamaya ve tanımaya çalışmak olduğunu söyledi. Bu gezilerin kendisi için şaşırtıcı ve öğretici olduğunu dile getiren Mert, gerçeğin batıdan öğrendiklerimizden ne kadar farklı olduğunu anladım dedi.

Türkiye’de Ortadoğu’yu bilen insanların da bu bilgileri yanlış fikirlerle anlattıklarını söyleyen Nuray Mert, bölgeyle ilgili bilgiler gereğinden basit veya karışık gösteriliyor dedi. Bölgenin karmaşıklığı bahane edilerek propaganda yapılıyor diyen Mert, Ortadoğu’yla ilgili konuşmaya başladığınızda, bu konuda malumat sahibi olanların konuyla veya bu günkü durumla hiçbir alakası olmayan bir detay dile getirerek meseleyi çarpıttıklarını ifade etti.

Nuray Mert Irak işgali ve bu günkü konjektürle ilgili şu saptamaları yaptı. “Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte tek kutuplu dünyanın ideal olduğu Fukuyama gibi stratejistlerce dillendirilmeye başlandı. Ancak tam tersine bu durum bir kargaşaya sebep oldu. Tersine olumsuz senaryolar üretenler basmakalıplıkla suçlandı. Kargaşa ise 11 Eylül ve Afganistan ile başladı. Ancak asıl dönüm noktası Irak’ın işgali oldu. Dünya ilk dönem emperyalist askeri işgalleri bu noktadan sonra yeniden görmüş oldu. Hâlbuki uzun süreden beri küçük çatışmalarla gidiyordu bu iş. Irak işgaliyle emperyalist askeri işgaller dönemine yeniden dönülmüş oldu.”

Bu savaşı sadece petrol savaşı olarak algılamanın eksik olacağını söyleyen Nuray Mert, şöyle devam etti: “ Bu savaşlar aslında enerji değil kaynak savaşlarıdır. Kaynak deyince içine insan, doğa, tarihi varlık vs. de girer. Bu savaşlar on yıllar önceden kurgulanmıştır. Savaşların bir diğer önemli sebebi İslam dünyası ve kültürünün küresel kapitalizme karşı hala tamamıyla aşılamamış bir engel olmasıdır. Küresel kapitalsizim bütün uğraşlarına rağmen bu bölgenin tamamını arzulanan tüketici konumuna getirememiştir. Yemen ve Güney Asya’yı karşılaştırdığımızda bu net olarak anlaşılacaktır. Yemen çok feodal bir ülke, kaynakları yok, uyuşturucu bir ot her kes tarafından benimsenmiş ve kullanılıyor, kadınlar çok ağır baskı altında ancak burada yinede ba

zı değerler var. Bütün bu kötü durumlara rağmen bu değerler yaşamaya devam ediyor. Güney Asya’da ise fuhuş ve organ mafyası gibi tamamen insanlık dışı bir kapitalist sömürü var.”

Türkiye’deki iktidar çekişmesi asker ve siyasi çevreler arasındaki gerilimdir diyen Nuray Mert, ABD’nin bu gerilimi çok iyi kullandığını söyledi. Eğer Asker ve Hükümet bu gerilimin kendi başlarındaki en büyük dert olduğunu anlar ve bir uzlaşma oluşurlarsa bu Türkiye’nin bölgede büyük bir güç olmasını sağlar diye ifade etti. Türkiye’nin kendi öz dina-miklerini harekete geçirerek bölgesinde ve daha geniş manada dünyada yerini alması gerektiğine değindi.
Sohbet çay ve simit ikramı eşliğinde geç saatlere kadar devam etti.

Paylaş!